Eğer yeniden başlayabilseydim, İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Jorge Luis Borges’in ünlü ‘Anlar’ metni, hayatın geçmişe pişmanlık ve geleceğe kaygıyla değil, yalnızca “an”larla yaşanması gerektiğini vurguluyor. Metin, psikolojik farkındalık ve mindfulness açısından önemli bir ders niteliğinde.

“Yeniden başlasaydım, yalnızca anları yaşardım”: Borges’ten hayata dair psikolojik bir manifesto
İYİ PSİKOLOG / İSTANBUL
Arjantinli yazar Jorge Luis Borges’in ‘Anlar’ adlı metni, modern yaşamın kaygılarına karşı bir uyarı niteliğinde okunuyor
Jorge Luis Borges’in kaleme aldığı ve son yıllarda psikoloji çevrelerinde sıkça alıntılanan ‘Anlar’ adlı metin, hayatın “anlardan” ibaret olduğunu vurgulayarak geçmişe ve geleceğe duyulan pişmanlık ya da endişeye karşı zihinsel farkındalık çağrısı yapıyor. Borges, yaşamı yeniden yaşama şansı olsaydı, kusursuzluğu değil, neşeyi; ciddiyeti değil, doğallığı seçmek isteyeceğini söylüyor.
Kusursuzluk değil deneyim, ciddiyet değil keyif
Borges’in şiirsel anlatımıyla verdiği en büyük mesaj şu: Hayatı kontrol etmeye çalışmak yerine, hayatın akışına katılmak gerekiyor. “Daha çok hata yapardım… Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar…” diyerek başlayan dizeler, insanların çoğunlukla hatasız bir yaşam sürme gayreti içinde yaşamlarını ertelediklerine dikkat çekiyor.
Bu metin, psikoloji açısından da derin mesajlar taşıyor. Pozitif psikolojinin kurucularından Martin Seligman’ın “iyi yaşam” tanımıyla da örtüşen şekilde Borges, bireyin geçmişe takılıp kalmaktan ve geleceğe endişeyle bakmaktan kurtulması gerektiğini vurguluyor.
Anı yaşamak: Bilinçli farkındalık çağrısı
“Yaşam budur zaten. Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın” ifadesi, günümüzde “mindfulness” olarak bilinen bilinçli farkındalık yaklaşımıyla birebir örtüşüyor. Modern psikoterapilerde sıkça başvurulan bu teknik, kişinin anda kalmasını, geçmişin pişmanlıklarından ya da geleceğin belirsizliklerinden zihinsel olarak uzaklaşmasını öneriyor.
Borges’in “İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım, sonbahara kadar çıplak ayakla dolaşırdım” gibi dizeleri ise, doğallığın, özgürlüğün ve spontane yaşamın psikolojik iyileşme üzerindeki etkisini simgeliyor. Bu tür metaforlar, bireylerin hayatlarına renk ve cesaret katmalarını destekleyen semboller haline geliyor.
“Hiçbir şey taşımazdım”: Modern yüklerden arınma arzusu
Borges’in “Yanımda termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan yola çıkmayanlardandım… Şimdi hiçbir şey taşımazdım” sözleri, günümüz insanının güvenlik, kontrol ve hazırlık takıntılarına karşı bir eleştiriyi de içinde barındırıyor. Psikolojik açıdan bu, bireyin zihinsel yüklerinden arınma ihtiyacını simgeliyor.
Yaşlılıkta gelen farkındalık: “Ama işte 85’indeyim ve biliyorum… Ölüyorum”
Metnin sonundaki bu cümle, insanın ölüm gerçeğini fark ettiğinde hayatı kaçırdığı anlarla yüzleştiğini gösteriyor. Bu farkındalık, varoluşçu psikolojide “ölüm bilinciyle yaşamı anlamlandırmak” olarak tanımlanır. Borges’in dizeleri, okuyucusunu hayatın anlamı üzerine düşünmeye ve seçimlerini yeniden gözden geçirmeye davet ediyor.
ANLAR
Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya, İkincisinde, daha çok hata yapardım. Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım. Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar, Çok az şeyi Ciddiyetle yapardım. Temizlik sorun bile olmazdı asla. Daha çok riske girerdim. Seyahat ederdim daha fazla. Daha çok güneş doğuşu izler, Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim. Görmediğim bir çok yere giderdim. Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye. Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine. Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben. Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu. Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten. Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın. Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan, Gitmeyen insanlardandım ben. Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım. Eğer yeniden başlayabilseydim, İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım. Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla. Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır, Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer. Ama işte 85'indeyim ve biliyorum... ÖLÜYORUM...
Jorge Luis BORGES
Borges’in satırlarında kendimizi görüyoruz
Anlar, sadece bir şairin hüznü değil; çağımızın hızla akan yaşamı içinde unutulan bir gerçeği haykırıyor. Anları kaçıran, erteleyen, hatasız olma baskısıyla yaşayan bireyler için güçlü bir içsel uyarı niteliği taşıyor.