Kaygı Bozukluğunu Yönetmek İçin Uygulanabilir Teknikler
Kaygı bozukluğunun nedenleri, belirtileri ve başa çıkma yöntemleri hakkında detaylı bilgiler içeren bu yazı, uzman görüşleriyle rehberlik sunuyor.

Kaygı Bozukluğunu Yönetmek İçin Uygulanabilir Teknikler
İYİ PSİKOLOG / TÜRKİYE
Kaygı, günlük yaşamın doğal bir parçası olsa da, aşırı hale geldiğinde iş ve sosyal hayat üzerinde ciddi etkiler yaratabilir. Batıgöz Sağlık Grubu İzmir Balçova şubesinde görev yapan Psikiyatri Uzmanı Dr. Sema Bayçın, kaygı bozukluklarının nedenleri, belirtileri ve başa çıkma yöntemleri hakkında bilgi veriyor.
Kaygı Neden Oluşur?
Dr. Sema Bayçın, kaygının beynin strese karşı verdiği bir tepki olduğunu belirtiyor. Beynin potansiyel bir tehlike algıladığında "savaş ya da kaç" moduna geçtiğini ve bu süreçte kalp atışlarının hızlanması, terleme gibi fiziksel belirtilerin ortaya çıktığını ifade ediyor. Ancak kaygının sürekli hale gelmesi, bireylerin hayat kalitesini olumsuz etkileyebiliyor.
Normal Kaygı ile Kaygı Bozukluğu Arasındaki Fark
Kaygının işlevsel bir düzeyde olması gerektiğini vurgulayan Dr. Bayçın, sağlıklı kaygının kişinin günlük görevlerini yerine getirmesine yardımcı olduğunu, ancak işlevsel olmayan kaygının bireyi gereksiz strese soktuğunu belirtiyor. Örneğin, bir sınav için ders çalışmayı hatırlatan kaygı sağlıklı bir düzeyken, başarısızlık korkusuyla hayatın mahvolacağı düşüncesi işlevsel olmayan kaygıya örnek gösteriliyor.
Kaygıyla Baş Etme Yöntemleri
Dr. Bayçın, kaygının yönetilebilir bir durum olduğunu belirterek şu önerilerde bulunuyor:
- Fiziksel Aktivite: Yoga, tempolu yürüyüş gibi egzersizler kaygıyı azaltmada etkili bir yöntemdir.
- Doğayla Etkileşim: Açık havada zaman geçirmek, bitkilerle ilgilenmek veya toprakla temas etmek bireyin ruhsal dengesini destekler.
- Aromaterapi: Lavanta ve papatya gibi bitkisel kokuların rahatlatıcı etkileri vardır.
- Olumlama Teknikleri: Pozitif düşünce ve içsel konuşma, bireylerin stresle başa çıkmasına yardımcı olabilir.
Profesyonel Destek Almanın Önemi
Dr. Sema Bayçın, kaygının bireysel yöntemlerle kontrol altına alınamadığı durumlarda profesyonel destek alınmasının önemine dikkat çekiyor. Psikoterapi yöntemleri sayesinde bireylerin kaygılarını daha iyi anlayarak yönetebildiğini ve yaşam kalitesini artırabildiğini vurguluyor.
Kaygı Bozukluğu ile Mücadelede Toplumun Rolü
Kaygı bozukluğunun sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir farkındalıkla ele alınması gerektiğini ifade eden Dr. Bayçın, çevrenin destekleyici bir tutum sergilemesinin tedavi sürecine büyük katkı sağladığını belirtiyor.