Tümöre hedefli yüksek doz, çevre dokulara minimum zarar

Karaciğer kanserinde cerrahi şansı olmayan hastalara umut olan TARE (Transarteriyel Radyoembolizasyon) yöntemi, tümörü küçültüp yeniden ameliyata uygun hale getiriyor. Yüksek dozda hedefli radyasyon sağlayarak çevre dokulara zarar vermeden maksimum etki sunuyor.

Tümöre hedefli yüksek doz, çevre dokulara minimum zarar

Karaciğer Kanserinde TARE Yöntemi Umut Oluyor!

BİLGE DOKTOR / TÜRKİYE

Ameliyat şansı kalmamış hastalarda tümörü küçültüp yeniden cerrahiye uygun hale getiren TARE yöntemi, yüksek doz radyasyonla maksimum etki sağlıyor, sağlıklı dokuları koruyor.

Tümöre hedefli yüksek doz, çevre dokulara minimum zarar

Karaciğer kanseri vakalarında son yıllarda ciddi artış yaşanırken, bu hastalığın sinsi ilerlemesi nedeniyle tanı çoğu zaman ileri evrede konuluyor. Bu da cerrahi müdahale seçeneğini ortadan kaldırıyor. Ancak umutlar tükenmiyor. Girişimsel Radyoloji alanında çığır açan Transarteriyel Radyoembolizasyon (TARE) yöntemi, hem tümörü küçültme hem de diğer tedavi seçeneklerine uygun hale getirme yönüyle yeni bir şans yaratıyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Koray Güven, “TARE ile bazı hastalar ameliyat edilebilir duruma gelirken, ameliyat şansı tamamen bitenlerde ise yaşam süresi ve kalitesi artıyor” açıklamasında bulundu.

TARE ile cerrahi dışı hastalara etkili çözüm

TARE yöntemi; karaciğer kanseri ile birlikte karaciğere metastaz yapmış bazı tümörlerde de etkili sonuçlar veriyor. Tümörün yeri, büyüklüğü ya da yayılımı nedeniyle cerrahi dışı kalan hastalarda kullanılıyor. Bu yöntem sayesinde tümör küçülerek cerrahiye uygun hale gelirken, ileri evre hastalarda kemoterapi ya da immünoterapi gibi alternatif tedavilere de kapı açılıyor.

Tedavi süreci iki aşamada tamamlanıyor

TARE yöntemi lokal anestezi altında anjiyografi eşliğinde uygulanıyor ve genellikle 1.5 – 2 saat sürüyor. İlk aşamada karaciğerin damar haritası çıkarılıyor ve radyoaktif mikrokürelerin dozu hesaplanıyor. Provada aynı zamanda maddelerin başka organlara kaçma riski kontrol ediliyor. Prof. Dr. Güven, “Bu aşama çok kritik. Aksi halde tümör yerine sağlıklı doku zarar görebilir” uyarısında bulunuyor.

Mikroküreler kişiye özel hesaplanıyor

Planlama aşamasında belirlenen doz, yaklaşık 10 gün sonra tekrar anjiyo ile uygulanıyor. Radyoaktif mikroküreler sadece tümör bölgesine yönlendirilerek hem kanserli hücreleri yok ediyor hem de o bölgeye kan akışını kısıtlıyor. Bu sayede radyasyonun etkisi katlanıyor.

20-30 kat daha fazla dozla maksimum sonuç

TARE’nin en dikkat çeken avantajı, standart radyoterapiye göre 20-30 kat daha yüksek doz uygulanabilmesi. Geleneksel tedavilerde 20-30 Grey civarında doz kullanılırken, TARE’de bu değer 700-1000 Grey’e kadar çıkabiliyor. Üstelik hedefe doğrudan gönderilen bu doz çevre sağlıklı dokuları etkilemeden görevini yapıyor. Yan etkiler ise oldukça hafif: sadece geçici halsizlik, mide bulantısı ya da iştahsızlık gibi semptomlar yaşanabiliyor.

Meltem Gürsoy’un hikayesi: 17 cm’lik tümör 6 cm’ye düştü, ameliyat olabildi

55 yaşındaki üst düzey yönetici Meltem Gürsoy, karın ağrısıyla başvurduğu hastanede karaciğerinde 17 santimlik kolanjiokarsinom (safra yolları kanseri) olduğunu öğrendiğinde ameliyat şansı yoktu. Tümörün büyüklüğü ve merkezi konumu nedeniyle cerrahi dışı kalan Gürsoy, TARE yöntemiyle yeniden umut buldu. Prof. Dr. Koray Güven’in uyguladığı tedaviyle tümör 6 santime düştü ve ardından ameliyat olabildi. Sonrasında tekrarlayan tümöre karşı yine TARE uygulandı ve bugün sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürüyor.

TARE ile tekrar tedavi mümkün

Prof. Dr. Güven, TARE’nin tekrar uygulanabilme özelliğine dikkat çekerek, “Meltem Hanım’ın nüks eden tümörünü erkenden tespit ettik ve aynı yöntemle müdahale ettik. Şu an tedavi görmeden sağlıklı yaşamını sürdürüyor” dedi. Bu vaka, TARE’nin sadece ilk etapta değil, tekrar tedavi şansı sunması açısından da hayat kurtarıcı olduğunu bir kez daha gösteriyor.

www.bilgedoktor.com