Prof. Dr. Nesrin Dilbaz: Bağımlılık Aslında Bir Beyin Hastalığı

Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, bağımlılığın biyopsikososyal bir sorun olduğunu ve beynin kimyasını değiştirdiğini açıkladı. Bağımlılık bir irade meselesi değil, bir beyin hastalığıdır.

Prof. Dr. Nesrin Dilbaz: Bağımlılık Aslında Bir Beyin Hastalığı

Prof. Dr. Nesrin Dilbaz: Bağımlılık Aslında Bir Beyin Hastalığı

İYİ PSİKOLOG / TÜRKİYE

Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, bağımlılığın yalnızca psikolojik ya da sosyal bir sorun olmadığını vurgulayarak "Bağımlılık aslında bir beyin hastalığıdır" açıklamasında bulundu.

Türkiye’de uyuşturucu madde bağımlılığı giderek büyüyen bir tehdit haline gelirken, bu konuda yapılan mücadeleler yetersiz kalıyor. Uyuşturucu kullanımının ilkokul çağlarına kadar indiği ve eğitici faaliyetlerin eksik olduğu belirtilirken, bağımlılıkla mücadeleye ışık tutan yeni bir belgesel serisi de dikkat çekiyor. "Ayık Yaşamlar" adlı belgeselin onuncu bölümüne konuk olan Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, bağımlılığın biyopsikososyal boyutunu ele aldı.

Bağımlılık: Bir Beyin İşgali

Bağımlılığın beyinde yapısal ve biyokimyasal değişiklikler oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Dilbaz, madde kullanımının bireylerin beyin fonksiyonlarını bozarak bağımlılığa yol açtığını söyledi.

"Bağımlılık hem biyolojik hem psikolojik hem de sosyal yönü olan bir hastalıktır. Beyin kimyasını değiştiren maddeler kullanıldığında, nörotransmitter dengesini bozarak kişiyi bağımlılığa sürükleyebilir. İlk sigara, ilk içki veya ilk uyuşturucu kullanımı bir serüvenin başlangıcıdır ve bu serüvenin hangi noktasında bağımlı olunacağı bireysel ve genetik faktörlere bağlıdır."

Dilbaz, bağımlılığın bir "seçim" olmadığını, aksine beynin ödül ve kontrol sistemlerinde bozulmalara neden olan bir rahatsızlık olduğunu da vurguladı.

Madde Kullanımı ve Beyin Üzerindeki Etkileri

Beyinde bağımlılığa neden olan değişimleri detaylandıran Prof. Dr. Dilbaz, madde kullanımıyla birlikte prefrontal korteksin zarar gördüğünü belirtti.

"Prefrontal korteks, insanın muhakeme yetisini, empati becerisini ve risk değerlendirme mekanizmasını kontrol eder. 17-18 yaşına kadar tam olarak gelişmeyen bu bölge, madde kullanımıyla birlikte ciddi zarar görür. Genç yaşta başlayan madde kullanımı, beynin fren mekanizmasını zayıflatarak bireyi riskli davranışlara sürükler."

Bağımlı bireylerin maddeye erişebilmek için şiddet davranışlarına yönelme eğilimi gösterdiğini de vurgulayan Dilbaz, muhakeme yetisinin bozulmasıyla bireyin sosyal ilişkilerinin de tahrip olduğunu söyledi.

Bağımlılık ve Şiddet Arasındaki Bağlantı

Bağımlılığın şiddet eğilimini artırabileceğini ifade eden Prof. Dr. Dilbaz, bağımlı bireylerin zamanla maddeye ulaşmak için agresifleşebildiğini belirtti.

"Şiddetin belirli bir sosyoekonomik grubu yoktur. Bağımlılık, beyin kimyasını değiştirerek kişinin öfke kontrolünü kaybetmesine, empati yetisinin azalmasına neden olabilir. Özellikle serotonin seviyelerinin düşmesi, saldırgan davranışları tetikleyebilir."

Dilbaz, madde bağımlılığı ile birlikte şiddet sarmalının başladığını vurgularken, şu örnekleri paylaştı:

  • Bağımlı bireyler, maddeye ulaşmak için evdeki eşyaları satabilir, aile bireylerine baskı uygulayabilir, tehdit edici davranışlar sergileyebilir.
  • Bağımlılığa bağlı psikotik hastalıklar, bireyin gerçeklik algısını bozarak şiddet eğilimini artırabilir.
  • Madde kullanımı arttıkça beyin kimyası daha da bozulur, bireyin sosyal yaşamı tahrip olur ve şiddet davranışları kaçınılmaz hale gelir.

Bağımlılıkla Mücadelede Yapılması Gerekenler

Bağımlılıkla mücadelenin sadece cezai yaptırımlarla değil, bilimsel yöntemlerle ve rehabilitasyon merkezleriyle desteklenmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Dilbaz, şu önerilerde bulundu:

  • Gençleri erken yaşta bilinçlendirmek için eğitim programları düzenlenmeli.
  • Bağımlı bireylere yönelik uzun vadeli rehabilitasyon programları oluşturulmalı.
  • Bağımlılığın biyolojik yönü dikkate alınarak nörotransmitter seviyelerini düzenleyici tedaviler uygulanmalı.
  • Psikososyal destek sistemleri geliştirilmeli, ailelerin bilinçlendirilmesi sağlanmalı.

Bağımlılıkla mücadelede yalnızca bireylerin değil, ailelerin ve toplumun da bilinçlenmesi gerektiğini vurgulayan Dilbaz, bağımlılığın beyin üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurarak hareket edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

"Bağımlılık bir irade meselesi değil, bir beyin hastalığıdır. Toplum olarak bu soruna bilimsel ve bütüncül bir yaklaşımla çözüm üretmeliyiz."

Bağımlılık hakkında daha fazla bilgi için www.iyipsikolog.com adresini ziyaret edebilirsiniz.


www.iyipsikolog.com