Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu: Çocuğunuzun Davranışı Sinyal Veriyor Olabilir

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB), çocukluk çağının en sık rastlanan nörogelişimsel sorunlarından biridir. Aşırı hareketlilik, dikkat eksikliği ve dürtüsellik ile karakterize olan bu bozukluk, erken tanı ve doğru yaklaşımla kontrol altına alınabilir.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu: Çocuğunuzun Davranışı Sinyal Veriyor Olabilir

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu: Çocuğunuzun Davranışı Sinyal Veriyor Olabilir

İYİ PSİKOLOG / TÜRKİYE

DEHB, sadece yaramazlık değil; zamanında tanı konulmazsa eğitim ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir

Son yıllarda çocuk psikiyatrisi kliniklerinde en sık karşılaşılan sorunların başında gelen dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB), çocukluk döneminin en önemli nörogelişimsel bozukluklarından biri olarak öne çıkıyor. DEHB; aşırı hareketlilik, dikkat eksikliği ve dürtüsellik olmak üzere üç temel belirtiyle kendini gösteriyor. Erken tanı ve doğru müdahale ile kontrol altına alınabilen bu durum, zamanında fark edilmezse çocuğun akademik başarısından sosyal ilişkilerine kadar birçok alanda sorunlara yol açabiliyor.

Aşırı hareketlilik: Bitmeyen enerjinin arkasında ne var?

Çocukların enerjik olması olağandır, ancak DEHB’li çocuklarda bu hareketlilik olağan sınırları aşar. Sürekli hareket halinde olan, yerinde duramayan, oturması gereken durumlarda bile kıpır kıpır olan bu çocuklar için “bir motor tarafından sürülüyormuş gibi” ifadesi sıkça kullanılır. Ev içinde koltuk tepelerinde gezen, ders sırasında sık sık yerinden kalkan, konuşmaları bölen, sınıf düzenini bozan davranışlarıyla dikkat çekerler. Bu davranışlar sadece yaramazlık değil, nörobiyolojik bir farklılığın yansımasıdır.

Dikkat eksikliği: Başladığı işi tamamlayamama, unutkanlık ve dağınıklık

DEHB’nin en belirgin ikinci ayağı olan dikkat eksikliği, okul hayatıyla birlikte daha fark edilir hale gelir. Ders sırasında sık sık dikkati dağılan, öğretmenin söylediklerini dinlemeyen, ödevlerini yarıda bırakan ve kolayca unutkanlık sergileyen çocuklar genellikle DEHB şüphesiyle uzmanlara yönlendirilir. Bu çocuklar çoğu zaman iyi bir zeka düzeyine sahip olmalarına rağmen, dikkat problemleri nedeniyle başarıda düşüş yaşarlar.

Dürtüsellik: Davranmadan önce düşünememe hali

Dürtüsellik (impulsivite), DEHB’li çocukların en çok zorluk yaşadığı alanlardan biridir. Sabırsızlık, sırasını beklemekte zorlanma, tehlikeli davranışlara yönelme, düşünmeden hareket etme gibi davranışlar bu grupta sık görülür. Bu durum, hem çocuk hem de çevresi için ciddi uyum problemlerine yol açabilir. Bu çocuklar zamanla arkadaş gruplarında dışlanabilir ve sosyal ilişkilerde zorlanabilir.

Erken tanı, doğru yaklaşım ve sabırlı destek şart

DEHB tanısı, belirtilerin 7 yaşından önce başlaması ve birden fazla ortamda (ev, okul gibi) gözlemlenmesiyle konur. Erkek çocuklarda hiperaktivite ve dürtüsellik daha sık görülürken, kız çocuklarında genellikle dikkat eksikliği ön plandadır. DEHB tanısı alan çocukların önemli bir kısmında karşı gelme bozukluğu, davranım bozukluğu ya da özel öğrenme güçlüğü gibi ek psikiyatrik sorunlar da görülebilir.

Tedavi sadece ilaçtan ibaret değil: Eğitim, sabır ve anlayış şart

DEHB’nin tedavisinde en etkili yaklaşım, aile-okul-hekim üçgeninde oluşturulan iş birliğidir. Anne babanın doğru bilgilendirilmesi ve çocuğun davranışlarının yanlış yorumlanmaması oldukça önemlidir. Bu çocukların tembel ya da saygısız olduklarına dair önyargılar, hem ev içi huzuru hem de çocuğun psikolojisini olumsuz etkiler. İlaç tedavisinde kullanılan stimülanlar (örneğin metilfenidat) sayesinde dikkat artırılabilir, dürtü kontrolü sağlanabilir. Aynı zamanda özel eğitim desteği ve davranışçı terapi yöntemleri de çocuğun akademik ve sosyal gelişimini desteklemede önemli rol oynar.

Toplumda doğru bilgilendirme, çözümün ilk adımı

DEHB, sadece bireysel değil, toplumsal bir eğitim ve sağlık sorunudur. Özellikle büyük sınıf ortamlarında öğretmenlerin bu çocukları zamanında fark edebilmesi, ailelerin ise çocuğu anlamaya yönelik tutum geliştirmesi gerekir. Hiperaktivitenin üstün zekayla karıştırılması ya da sadece şımarıklık olarak görülmesi tedavi sürecini geciktirebilir. Oysa erken müdahale edilen çocuklarda başarı oranı oldukça yüksektir.

www.iyipsikolog.com