Türkiye’nin Enfeksiyon Hastalıkları Haritası Çıkarıldı
Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları Raporu yayımlandı. Raporda antibiyotik direnci, HIV enfeksiyonu, solunum yolu hastalıkları ve bağışıklama oranlarındaki düşüş gibi önemli konular ele alındı.

Türkiye’nin Enfeksiyon Hastalıkları Haritası Çıkarıldı
İYİ PSİKOLOG / TÜRKİYE
Koç Üniversitesi İş Bankası Enfeksiyon Hastalıkları Araştırma Merkezi (KUISCID) öncülüğünde, Türkiye genelinde 100 uzman bilim insanının katkılarıyla hazırlanan Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları Raporu yayımlandı. Rapor, antibiyotik direnci, hızlı ve doğru tanı yöntemlerinin eksikliği, gereksiz antibiyotik kullanımı, bağışıklama oranlarının düşüklüğü ve HIV enfeksiyonunun geç tanısı gibi kritik sağlık sorunlarını ele alıyor. Türkiye'nin enfeksiyon hastalıkları haritasını oluşturan bu çalışma, https://teh.kuiscid.org adresinde kamuoyunun erişimine açıldı.
Enfeksiyon Hastalıklarında Türkiye'nin Durumu
Tanıtım toplantısında konuşan KUISCID Direktörü Prof. Dr. Önder Ergönül, Türkiye'nin enfeksiyon hastalıkları konusunda Avrupa bölgesinde en fazla sorun yaşayan ülkelerden biri olduğunu belirtti. Antibiyotik direncinin hızla arttığını vurgulayan Ergönül, bu tür sorunlara çözümün yurtdışında hazırlanan rehberlere bağlı kalmak yerine Türkiye'deki uzmanlar tarafından geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.
KUISCID, Dünya Sağlık Örgütü ve Avrupa Enfeksiyon Hastalıkları Derneği gibi uluslararası kurumlarla iş birlikleri yürütürken, aynı zamanda Türkiye'ye özgü çözümler geliştirmeye odaklanıyor. Merkez, her yıl enfeksiyon hastalıkları raporunu güncelleyerek, bilim dünyasına ve sağlık sektörüne rehberlik etmeyi hedefliyor.
Raporda Öne Çıkan Bulgular
Solunum yolu enfeksiyonları, antibiyotik direncinin artışı ve hızlı tanı yöntemlerinin eksikliği nedeniyle Türkiye'de önemli bir sağlık tehdidi oluşturuyor. Gereksiz antibiyotik kullanımı yaygın olup, bu durum tedavi süreçlerini zorlaştırarak ölüm riskini artırıyor. Ayrıca viral enfeksiyonlar için gereksiz antibiyotik kullanımı, antibiyotik direncinin daha da yükselmesine neden oluyor.
Gastrointestinal hastalıklar alanında ise ishalle seyreden enfeksiyonların erken tanısı büyük önem taşıyor. Yapılan araştırmalarda tifo dışı salmonella enfeksiyonlarına karşı direnç oranının %60 olduğu tespit edilirken, bu bilgilerin klinik yaklaşımları belirlemede kritik olduğu ifade ediliyor.
Tüberküloz tanısında hızlı moleküler testlerin artırılması ve laboratuvar kapasitelerinin güçlendirilmesi gerektiği belirtiliyor. Göçmenler için hedefe yönelik tarama programları ve sağlık çalışanlarının sürekli eğitimiyle tüberkülozun kontrol altına alınması amaçlanıyor.
HIV enfeksiyonları konusunda en büyük eksikliğin tanı hizmetlerinde olduğu vurgulanıyor. Türkiye'de HIV vakaları azalmak yerine artış gösterirken, toplumda cinsel sağlık konularındaki farkındalığın düşük olması nedeniyle geç tanılar yaygın olarak görülüyor.
Üriner enfeksiyonlar için yürütülen çalışmalarda, ülke genelinde bir milyon kültür sonucu analiz edilerek antibiyotik direnç haritası oluşturulmaya başlandı. Sağlık bakımına bağlı enfeksiyonlarda ise salgınları önlemek için insan kaynağının daha etkin kullanılması ve yüksek kaliteli eğitim programlarının artırılması gerektiği belirtiliyor.
Kene ve Sinek Kaynaklı Hastalıklar Artış Gösteriyor
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), dünyada en çok Türkiye'de görülüyor. Yıllık yaklaşık bin vaka tespit edilirken, Batı Nil Ateşi vakalarında da son yıllarda artış gözleniyor. İstanbul ve çevresinde geçen yıl 100 vaka rapor edildi. KUISCID, vektör kaynaklı hastalıklarla mücadelede risk haritalarının tamamlanması ve hızlı tanı testlerinin geliştirilmesi gerektiğini belirtiyor.
Bağışıklama oranlarının düşük olduğu Türkiye'de kızamık vakaları artış gösterirken, erişkin aşılamalarının yaygınlaştırılması gerektiği vurgulanıyor. Grip aşısı yaptıranların oranının yalnızca %2-3 seviyelerinde olduğu belirtilirken, toplumda aşının önemi hakkında bilinçlendirme çalışmalarının artırılması gerektiği ifade ediliyor.
Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları Raporu, enfeksiyon hastalıklarıyla mücadelede bilimsel veriye dayalı politikalar geliştirilmesi için önemli bir kaynak olarak gösteriliyor. Raporda, halkın bilinçlendirilmesi ve sağlık çalışanlarının eğitimiyle hastalıkların önlenebileceği ve erken tanının teşvik edilebileceği vurgulanıyor. KUISCID, her yıl raporu güncelleyerek sağlık sektörünün bilinçli kararlar almasını desteklemeyi hedefliyor.